Anasayfa
ANASAYFA DETAYLAR

Düşene Vuran Olmayız

 

 

"üNDER" ünyeliler Derneğimizin Cuma günü akşamları düzenlenen Beyoğlu Sohbetleri’nin 28.12.2012 tarihindeki konuğu Avrupa Birliği Bakanı Başmüzakereci Egemen Bağış oldu.

Beyoğlu Sohbetleri’ne Ordu Milletvekili TBMM Divan üyesi Mustafa Hamarat da dinleyici olarak katıldı. Beyoğlu Sohbetleri’nin ikram sahibi Ordu İl Genel Meclis üyesi Fahri Şahin oldu. 

İkramın ardından tanışma merasimi yapıldı.  Herkesin kendini tek tek tanıttığı tanışmadan sonra dernek başkanı Av. Ahmet Yılmaz, Beyoğlu Sohbetleri’ne katılan AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’a teşekkür etti. Yılmaz, derneğimizin üyesi ve bir dönem fiilen başkanlığını yapan Sayın Milletvekilimiz Mustafa Hamarat Bey’e ev sahibi olarak sözü bırakıyorum, dedi. 

Ordu Milletvekili Mustafa Hamarat, bu akşam Sayın Bakanımızı dinlemeye geldim. Ben de sizler adına sayın Bakanımız’a teşekkür ediyorum, dedi. 

ünye’ye bir defa gittiğini söyleyen Bağış, Sayın Milletvekilim Mustafa Hamarat Bey’in de fiilen hizmet ettiği dernekte bulunmaktan dolayı mutlu oldum. Bu derneğin kurucusu ve Onursal Başkanı olan İçişleri Bakanımız Sayın İdris Naim Şahin Bey de siyaseten yol arkadaşlığı yaptığımız değerli bir ağabeyimiz dedi. 

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Bağış: -''Yarın genel merkezim, genel başkanım, partim bana 'Sana yeni bir görev düştü, genel merkezin camlarının temizliği bundan sonra senin mesuliyetin' derse, 'beni bu genç yaşlarda bu göreve getiren irade bugün bana bunu uygun gördüyse, bunda da bir doğruluk payı vardır' der, o camları temizlemekten hiç de gocunmam'' 

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, partisinin kendisine vereceği herhangi bir görevi yerine getirmekten gocunmayacağını söyledi.  

Beyoğlu'ndaki Genel Merkezimize misafir olan Bağış, dernek üyelerinin sorularını da yanıtladı.

AB sürecinde yavaşlama olduğu yönündeki eleştirileri nasıl karşıladığı sorulan Bağış, şöyle konuştu: ''Rahmetli Menderes 1959'da bu süreci başlatmış, tam 45 yıl Türkiye müzakerelere başlamak için tarih bile alamamış. 17 Aralık 2004'te Başbakan Recep Tayyip Erdoğan masaya yumruğunu vurmuş, o gün orada Türkiye 45 yıllık beklemeye son vermiş. Türkiye müzakere tarihi almış. 3 Ekim 2005'ten bu yana son 7 yıldır da sürecin içindeyiz. 33 tane müzakere etmemiz gereken başlık var, bunların 13'ünü açtık. Bir karar aldılar, Kıbrıs meselesi çözülene kadar açılan fasılları kapayamıyoruz ve 8 faslın açılışını da tamamen engellediler.''

Bağış, müzakerelerde Türkiye'nin çıkarlarının öncelendiğini belirterek, bazı durumlarda müzakerelerin bilerek yavaşlatıldığını söyledi.     

Bir katılımcının, ''Güney Kıbrıs Rum Yönetimi yakın zamanda iflasını açıklayabilir, bunu Türkiye açısından nasıl değerlendirmeliyiz, sevinmeli miyiz-'' şeklindeki sorusuna karşılık da Bağış, şunları kaydetti:

''Bizim kültürümüz gereği, biz düşene vuran olamayız. 'Allah kurtarsın' diyoruz. Ama bir şeyi de düşünmeleri gerekir. Eğer 2004'te Annan planı kabul edilmiş olsaydı, siyasi eşitliğe sahip iki kurucu devletin olduğu Kıbrıs Devletler Birliği olmuş olsaydı, Rumların çok şikayet ettikleri adadaki Türk askeri varlığı şu anda kalmayacaktı. Adada bir tek KKTC'nin kendi gücü, Rum Kesimi'nin kendi gücü ve bir de İngiltere'nin askeri üssü var. Daha önemli bir şey var, adada siyasi sorunlar kalktığı için şu anda belki en çok yatırımın, en çok turistin gittiği, senenin 300 günü güneş alan bir yer Kıbrıs, muazzam bir refah oluşacaktı. Bunlar barışı engelleyerek bu ekonomik krizin altyapısını oluşturdu. Zannettiler ki, o günkü bollukları sonsuza dek sürecek.''     

-Yurt dışındaki Türk lobisi-
    
Bağış, ''Türk diasporasının iyi örgütlenemediğini düşünüyoruz, sizin bu konudaki düşünceleriniz nedir'' sorusu üzerine de bu tespite katılmadığını kaydetti.     

Egemen Bağış, ''Evet, ülkemizde böyle bir intiba var. Bakın, bugün Amerika'daki her Türk'e 5 Ermeni düşer, 20 de Yunan asıllı Amerikalı düşer. Buna rağmen bugüne kadar ABD Kongresi'nden sözde Ermeni soykırımı tasarısı geçmemiştir. Orada yaşayan Türklerin bu dirayetli duruşta çok büyük payı vardır'' diye konuştu.     

Kendisinin ABD'de dernekler konusundaki geçmişini hatırlatan Bağış, lobi sorununun Türklerin orada birinci nesli yaşamasından kaynaklandığını vurguladı. Bağış, diğer ülke lobilerinin güçlü olmasında, onların üç ve dördüncü nesli yaşamasının etkili olduğunu kaydetti.     

-İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı-
    
 Bağış, ''İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmak isteyip istemediği'' yönündeki soruyu da şu şekilde yanıtladı:

''İstanbul halkı beni 2015'e kadar milletvekili seçti. 2015'e kadar görevimin başındayım. Ama bu parti, bu genel başkan ve bu genel merkez, 32 yaşında beni Amerika'dan çağırdı, 'Gel biraz da ülkene hizmet et' dedi ve milletvekili yaptı. 36 yaşında, Türkiye gibi büyük ve güçlü bir ülkenin iktidar partisinin genel başkan yardımcılığını bana tevdi etti. 38 yaşında da 'Kabinedeki 25 kişiden biri ol, Türkiye'nin yönetiminde söz sahibi ol' dediler ve bakan yaptılar. Yarın genel merkezim, genel başkanım, partim bana, 'Sana yeni bir görev düştü, genel merkezin camlarının temizliği bundan sonra senin mesuliyetin' derse, 'Onda da bir hayır vardır, beni bu genç yaşlarda bu göreve getiren irade bugün bana bunu uygun gördüyse, bunda da bir doğruluk payı vardır' der, o camları temizlemekten hiç de gocunmam. Görev çin'de de olsa, kendi memleketim Siirt'te de olsa, İstanbul'da da olsa, Ankara'da da olsa hiç fark etmez.''     

Bağış, toplantıda, vize muafiyeti, AB müzakereleri sonrası Türkiye'nin kararı, gümrük birliği konularında merak edilenleri anlattı.  

Konuşmasının ardından Bağış'a, ünder tarafından yayınlanan ünye ve Ordu'yu tanıtan kitaplar hediye edildi. Ordu Milletvekili Mustafa Hamarat, aynı zamanda ünyeli olan, Hattat Mustafa Rakım Efendi’nin ünder tarafından tıpkı basımı gerçekleştirilen Hilye-i Şerifi hediye edildi.

31.12.2012 00:00:00
Hit: 534