İdris Naim Şahin:Biz iyi işler yapıyoruz, iyi yerdeyiz, iyi yoldayız
ÜNDER’İN 7.Olağan Kongresi yapıldı. Kongrede divan başkanlığını Av.
Derneğin Kurucu ve Onursal Başkanı olan İstanbul Milletvekili İdris Naim Şahin dilek ve temenniler bölümünde yaptığı konuşmada şunları söyledi: “ Derneğimizin her mensubu, her yöneticisi, kuruluşundan bugüne kadar gerçekleştirdiği tutum ve davranışlar itibariyle derneğimize katkı vermekle birlikte, ÜNDER de bir dernek olarak bize bir kimlik verdi. ÜNDER mensubu olmak ÜNDERLİ olmak ÜNDER toplantılarına katılmak, bir onur bizim için bir gurur vesilesidir. Hep birlikte bir güç oluşturduk. “ dedi. Faaliyetlerin 13 yıldır sürdürüldüğünü söyleyen Şahin şöyle devam etti: “ 13 yıldır çalışmalarımızı İstanbul’da yapmaya çalışıyoruz. Her dönem iftiharla görüyoruz ki bir önceki döneme bir önceki yıla göre çalışmalarımızı daha netleştirdik daha kurumsallaştırdık. Homojen yapı itibariyle vazgeçilmez geleceğe daha büyük umutlar vadeden bir yol aldık. Yakın tarihlerde de İstanbul Ünye spor adına arzu edilen güzellikleri yaşamaya devam edeceğiz, başarıyı orada da yakalayacağız. Biraz önce işaret ettiğim gibi her dönem bir önceki döneme göre görülmektedir ki arkadaşlarımızda da bir gelişme bir değişme var. Bunu dernek üyesi arkadaşlarımızın niteliklerine bağlı bir gerçek sonuç olarak görmekteyiz. Bu nitelikler üzerinde objektif olanlar var subjektif olanlar var. Arkadaşımızın hepsi birbirinden kıymetli. Biz ÜNDER’DE bir ilke üzerinde durmuştuk o uygulanmıştı. Bu ilke bir miktar esnetildi ama önceliği kabul edilen bir hedefti hem derneğimize hem camiaya bir hedefti. Neydi u ilke Ünyeliler Derneği’nin kurucusu olabilmek için yüksek öğrenim görmüş olmak şartıydı. Ünyeliler Derneği’ne üye olabilmek için yükseköğrenim görmüş olmak ilkesinde birazcık esneme yaparak yüksek öğrenim mezunu değilse bile yükseköğrenime aday yükseköğrenime kayıtlı olmak şartı aranıra dönüşmüştür. Bu çok objektif bir özellik. Üniversite ölçüttü. Önceleri beklediğimiz üzere biraz eleştiri aldı, yadırgandı. Fakat bugün artık eleştirilmekten vazgeçildi. Çok olumlu bir yaklaşım olarak değerlendirildi. Derneğimizin kuruluşundan bu yana üye olarak sayısı az ama nitelikli arkadaşlarımızla birlikte belli bir samimiyeti, arkadaşlığı, kardeşliği, dostluğu, hiç bozmadan 13 yıldır yola devam etmenin nedenlerinden birinin de bu objektif şart olduğunu zannediyorum.” Dedi.
Dernek üyelerinin hepsinin yönetim kurulu başkanlığı yapabilecek nitelikte olduğunu söyleyen Şahin şöyle devam etti: “ Derneğimize üye her arkadaşımıza baktığımızda ÜNDER’E de başka bir derneğe de yönetim kurulu başkanlığı yapabilecek nitelikte olduğu görülmektedir. Kuruluşundan bu güne kadar kendi bünyemizde baktığımızda da ben vardım. Benden sonra
ÜNDER’DE nöbet usulü yapılan ikrama da değinen Şahin konuşmasını şöyle sürdürdü: “Başlangıçta biz bir ilke üzerinde daha durduk. O da dernek merkezinde yemek yapmak yerine ikramda bulunmak. Yani yemek yapmak yerine ikram usulüyle, anlayışıyla, psikolojisiyle yemek sorununu çözme tercihinde bulunduk. Bu da bizim derneğimizin farklılıklarından birisi. İlk anda ufak bir tereddüt geçirdik, ben geçirmemiştim. Bu ikram usulü bizim vazgeçilmezimiz oldu. Bu yürümüyor bu yürümez, bu böyle olmaz anlayışı düşünce yerine geçerse bu tehlikeli olur. Bizim birbirimize olan bağımız çözülür noktasına geldik yıllar sonrasında. Çünkü getiren hizmet ediyor, duygusunu yaşıyor, keyif alıyor, dağıtıyor, buluyor, yıkatıyor her neyse sahipleniyor olayı ve paylaşım duygusu burada aşılanmış, yaşanmış tatmin edilmiş oluyor. Bu güzel bir şey buna benzer başka işlerimiz var.” Dedi.
ÜNDER’DE yapılan kültürel çalışmalara da değinen Şahin şöyle devam etti: “ Bizim akademik kariyere sahip arkadaşlarımız kitap yazıyorlar. Kitapları yazdırmak, telif hakkı ayrı bir sıkıntı, baskısı ayrı bir sıkıntıdır. Dağıtımı ayrı bir problemdir. Parayla da normalde zor olur. Dernek çatısı altında kitap yazılsa, basılsa hatalı basılır. Maliyeti ayrı bir sıkıntıdır dağıtımı ayrı bir sıkıntı. Bir çok dernek hata yapar, hedefe ulaşamaz. Fakat bizde en fazla bir matbaa masrafıyla kitaplar basılıyor, yayınlanıyor. Arkadaşlarımız fedakarca asil bir şekilde yazıyorlar. Bu eserler peyderpey dağıtılıyor. Bütün bu çalışmalar sevgiyle, bağlılıkla, bir bağla oluyor. Geçtiğimiz hafta iki mesaj aldım. Biri Ordu İkizceliler Derneği’nden. Haftanın bir günü Perşembe günü toplanıyorlar. Perşembe toplantıları adıyla toplanıyorlar. ÜNDER modelinden yararlanılan bir çalışma tarzı. Cuma dememişler cumayı ÜNDER kapattığı icin. Sultangazi Çaybaşılılar Derneği’nin mesajında cumartesi ilk toplantımızı yapıyoruz ve ilk toplantımızı Kuran-ı Kerim okutarak başlatacağız diyor. Bursa’daydım, katılamadım. Her iki mesajdan ben şunu anladım. İkisi de aşağı yukarı ÜNDER’deki toplantı modelini atmosferinin benzerini yapmaya çalışıyorlar. Başka çok örneklerinin olduğunu biliyorum. ÜNDER modeli İstanbul’da başka illeri bilmem ama Ordu’luluların İstanbul’da yaşayan kurum ve derneklerin işlerliğine katkı sağlamak suretiyle muhtevalarındaki değişikliğe mecbur kıldı bazılarını. Şimdi herkes ÜNDER modelini uygulamaya çalışıyor. Avcılar’da çarşamba akşamları toplanıyorlar. Haftalık toplanmayı esas alan bir model. Sadece yönetimin toplantısı değil formel bir toplantı. ÜNDER bir şekilde açılarak mensuplarına misafirlerine yönelik bir faaliyet yapması modeli. İkramlı, ikramsız, ikramlı olması daha uygun bir model oldu. “dedi.
ÜNDER’İN spora da el attığını söyleyen Şahin, spora el attı, spor boyutuyla kültüre el attı, kültürel faaliyetleriyle de bir deniz feneri gibi derneklere yol gösteriyor, önderlik görevi yapıyor. ÜNDER şu anda gördüğüm kadarıyla dernekçilikte yeni bir ses yeni bir model. ÜNDER’de böyle bir amaç yoktu yola çıkarken, biz bir şeyler yapalım en iyisini yapalım ve birilerinin de önüne gecelim, bu yapıyı değiştirelim diye. Yani dernekçilikte adeta rejim değişikliği, anlayış değişikliğini ÜNDER zorluyor ve zorlamanın ötesinde de ÜNDER bunu gerçekleştirdi. ÜNDER’in böyle bir amacı olmamakla birlikte artık örnek alındığımıza göre bu neyi gösteriyor? Biz iyi işler yapıyoruz, iyi yerdeyiz, iyi yoldayız, bunu daha da iyileştirmeye bu yolu daha fazla ileri doğru katetmeye devam etmeliyiz. Her zaman olduğu gibi başka işlerimizden fedakarlık yaparak aidiyet, mesuliyet duygusunun, sorumluluk duygusunun tezahürü olarak, sizler gibi gelmeyi başarmış olmaktan dolayı çok mutlu oldum. Buraya gelenler bunu başaranlardır, başarmak için çalışmak gerekiyor, fedakarlık gerekiyor. Ama başardıktan sonra da hepimiz için iyi oluyor, keyifli, hoş oluyor. Başarılınca iyi oluyor. Allah niyetimizi gayretimizi artırsın. Derneğimiz için bu dileklerle bu temennilerle yeni yönetime başarılar diliyorum.” dedi.
