Ulan Sen Devletin Polisimisin?
Beyoğlu Sohbetleri’nin bu haftaki (18.06.2010)konuğu iş adamı Kirkor Mihçiyan oldu. İkram sahibi İstanbul Ünyespor Kulübü Başkanı İsa Gümüş’dü. Bahçede yenilen dutun ardından Hattat Mustafa Rakım Efendi Kültür Sanat Salonu’na geçildi. Yapılan kısa tanışmadan sonra söz alan dernek başkanı Av. Ahmet Yılmaz, bu hafta konuklarının iş adamı Kirkor Mıhçıyan Bey olduğunu ifade ederek sözü Kirkor Mıhçıyan’a bıraktı.
Kirkor Mıhçıyan bu tür organizasyonların çok önemli olduğu bugün başarılı olmuş birçok sivil toplum örgütünün temelinde dayanışma ruhunun yattığı belirttikten sonra gençlik yıllarına ilişkin hatıralarını anlattığı konuşmasına şöyle devam etti: “ Babam bir ara daha iyi iş yapabilirmiyiz diye araştırmak üzere Avustralya’ya gitti. Altı ay kaldıktan sonra Türkiye’ye geldi. Gelirken yanında ananas meyvesinden getirmişti. O yıllarda çok az insan bu meyveyi bilirdi. Evin bir köşesine ananası koyduk. Gelenlerin çoğu babamı değil anansı merek ediyordu. Zaman geçtikçe kararmaya başlamıştı. Anneannem Fransızca konuşabilen, piyano çalan bir Osmanlı hanımefendisiydi. Babama da kızardı. Ananasa bakanlara dönerek,’ ne olduğu belli değil ‘der, bunu söylerken de babama bakardı. Bir gün eve geldiğimde ananasın dışarı atıldığını ve mahalledeki çocukların onunla top oynayarak parçaladıklarını gördüm. Ne olduğunu anlayamamıştım. Aradan uzun bir zaman geçmiş yirmi üç yaşlarına gelmiştim. Bir iş seyahati için İtalya’ya gittim. Ellili yaşlarında bir beyefendi ile yemek yedikten sonra garson meyveleri saymaya başladı. Sayarken de anansı da söyledi. Ulan anans seni şimdi yakaladım dedim ve ananas yemek istediğimi söyledim. Ananas gelmişti ve ben yemeye başladım. Ortalarına geldim, sert bir şeyle karşılaştım. Gencim çaktırmadan kesmeye çalışıyorum ve nihayet keserek yedim. Yemeğin sonunda fark etmediğini zannettiğim beyefendi ayağa kalkarak,’ İstanbullu seni tebrik ederim. Şimdiye kadar İtalya’da kimse ananası köküyle yemeyi başaramamıştı’ dedi. Türkiye’nin bugün geldiği nokta çok iyi bir noktadır. Bugün sokaktaki herkes ananası bilir” dedi.
Konuşmasında pazarlamanın çok önemli olduğa değinen Mıhçıyan şöyle devam etti: “ Mechel ustanın yanında çırak olarak çalışıyorum. Bizim ustabaşı bir gece uyuya kalmış ve elektrik kablosunda imalat hatası meydana gelmiş. Usta bir gün beni çağırdı, ‘al bu kabloları Pendik tarafına doğru sat.’ Dedi. Normal kablo 90 kuruştu. Hatalı kablo ise 40 kuruş olarak satılacaktı. Gittiğim yerlerde, beni Mechel gönderdi. Bizim ustabaşı uyumuş, hatalı imalat olan kabloyu 40 kuruşa satıyoruz, dediğimde herkes patrona bir sürü hakaret, küfür edip, selam söyle diyerek beni geri gönderdi. Sabahası patron niye satamadığımı sordu. Bende gittiğim yerde ustabaşının uyuduğunu, kablonun hatalı olduğunu söyledim. Alan olmadı dedim. Bunun üzerine bana bir tokat attı ve ulan sen devletin polisimisin, zabıtasımısın, sanane ustabaşının uyumasından dedi. Bu kabloları al yarın Gaziosmanpaşa tarafına götür ve deki ‘bu yeni sipesial bir ürünümüz de’ dedi. Gittiğim yerlerde, yeni ve özel bir ürün hazırladığımızı söyledim. Milletin tepkisi, helal olsun şu Mechel’e adam ne güzel ürün yapmış’ oldu. O gün bütün kabloları sattım ve hatalı kablo listeye girdi. Hem de sağlam kablonun fiyatı 90 kuruş hatalı kablonun fiyatı 105 kuruş. Pazarlamanın gücü burada birkez daha ortaya çıkıyor.” Dedi.
Programın sonunda Kirkor Mıhçıyan’a Ünye ile ilgili kitaplar ile Hattat Mustafa Rakım Efendi ile ilgili kitap hediye edildi.
