Anasayfa
ANASAYFA DETAYLAR

Ömer Çam Yiğit İnsandı

Beyoğlu Sohbetleri’nin bu haftaki (11.12.2009) konukları; Prof. Dr. H. Kamil Çam, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kütüphane ve Müzeler Müdürü Dr. Ali Mazak, Doç. Dr. Hasan Fehmi Ulus, Eğitimci Mustafa Efiloğlu, Eğitimci Hasan Mollaahmetoğlu oldu. Hattat Mustafa Rakım Efendi Kültür Sanat Salonu’nda gerçekleşen program akşam saatlerinde başlayıp gecenin ilerleyen vakitlerine kadar devam etti. 

 

Gecenin ikram sahibi (nöbetçisi) İdris Güney’di.  İkram sahibi Güney; misafirlerine pancar çorbası (kara lahana), pilav, ayran ve meyve ikram etti.  

 

Yapılan tanışmadan sonra söz alan dernek başkanı Av. Ahmet Yılmaz; “ Bu hafta Beyoğlu Sohbetleri’nde Hocaların Hocası Merhum Ömer Çam hocamızı anacağız. Malumunuz 14 Aralık 2002 tarihinde hocamızı ebediyete uğurladık. Birçok insanın yetişmesine vesile olmuş, bu akşam öğrencilerinin bir kaçı bizimle beraber, Safahat hafızı, yiğit bir insana karşı olan vefa borcumuzu bir nebze olsun yerine getirmek, O’nu yeni nesillere tanıtmak amacıyla; Beyoğlu Sohbetleri’ni Ömer Çam’a ayırdık. Öğrencilerinden ve oğlundan Ömer Çam Hocamızı dinleyeceğiz” diyerek sözü konuşmacılara bıraktı.  . 

 

İlk sözü alan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kütüphane ve Müzeler Müdürü Dr. Ali Mazak, Ömer Çam Hoca’nın kelimeler ile anlatılmasının mümkün olmadığını belirterek başladığı konuşmasını söyle sürdürdü; “ Ömer Çam Hocam öğrencilerini çok seven onlarla iyi ilişki kurabilen, öğrencilerini her fırsatta, her koşulda destek olan yiğit bir insandı. Bizlere en zor zamanlarımızda sahip çıktı. Üniversiteden atılmamızı engelledi. Bir gün toplantı odasından bağırarak çıktığını gördüm. Ecevit’te iktidara gelse bu çocuklar geri dönecek diyordu. Ne gariptir ki arkadaşlarımız Ecevit’in iktidarında geri döndüler. Ömer Çam Hoca lafını esirgemezdi. Espiri yapmaktan, hicvetmekten geri durmazdı.” dedi.

 

Daha sonra söz alan Hasan Mollahmetoğlu, “ Ben Ömer Çam Hocamı çok severdim. Ömer Çam ismini taşıyan bir yeğeni vardı benim öğrencimdi. O’na Ömer Hocamın ismini taşımasından dolayı “ Ömer Çam Hocam” diye hitap ederdim. Bizlerin yetişmesinde çok büyük emeği vardır. Mekanı cennet olsun” dedi.

 

Hasan Mollaahmetoğlu’ndan sonra söz alan Doç. Dr. Hasan Fehmi Ulus, “ Allah’ın Esma’ül- Hüsnalarından biri de “Muhid” ismi lafzıdır. Allah (c.c) bu özelliklerinden biraz kullarına vermiştir. “Muhid” kuşatan demektir. Ömer hocam insanları kuşatan biriydi. Derinliği olan bir insandı. Konuşurken sade konuşur kelimeleri yerli yerinde kullanırdı. Ders anlatırken kelimelerin bütün hücrelerinden çıktığını hissedersiniz. Çok iyi konuşur, çok iyi şiir okurdu. Fikirlerini sevmediği şairlerin şiirlerini dahi ezbere okurdu. Ders anlatırken mutlaka not tuttururdu. Daha sonra not tutturduğu defterleri kontrol eder not verirdi. Bir keresinde hocam Ali’nin (Ali Mazak’ı kastediyor) yazısı kötü düşük not verin diyerek Ali’ye takıldım. Ömer Hoca’da ‘ Gardaşlık bir gelsin çaresine bakarız’ dedi. Ali’ye üç verdi. Öğrencileriyle şakalaşırdı.  Kendisi ders anlatırken oturmaz, notlara bakmaz, kitaptan okur gibi anlatır ve not tuttururdu.” dedi.  

 

Doç. Dr. Hasan Tahsin Uslu’nun ardından söz alan Mustafa Efiloğlu, “ Ömer Çam Hocam Akkuş’un Akpınar Beldesi’nde (Kuzköy) doğmuştur. Sıkıntılar içersinde okumuştur. O dönemin şartlarında okuyan çocukların ayağında kara lastik bile pek bulunmaz çarık giyerlerdi. Bu şartlarda Ömer Çam Hoca okumuş, Arapça öğrenmiş, kendini geliştirmiştir.” diyerek hocanın okuduğu şartlar hakkında bilgi veren Efiloğlu, Ömer Çam Hoca’nın milletvekili adayı olduğunu belirterek “ Bölgeye çalışmak için geldik. Her kes bizi büyük bir coşkuyla karşıladı. İlgi çok fazlaydı. Sandıklar açıldığında hayal kırıklığına uğradık. Zira ilginin karşılığı sandığa yansımamıştı. Hocanın siyasi bir istikbal hedefi de olmamıştır.” dedi. Daha sonra söz alan Ayhan Doğan “ Ömer Çam Hocayı unutturmamaya, O’nu yeni nesillere tanıtmaya çalışıyoruz. Ben Hocamla Ünye Kurultaylarını düzenlediğimiz dönemde tanıştım. Hocam da Ünye kurultaylarında yer almış bir isimdi. Memleket için yapılan her türlü etkinliği, hizmeti desteklerdi.” dedi.  

 

Öğrencilerinin ardından gecenin son konuşmasını oğlu Prof. Dr. H. Kamil Çam yaptı. Konuşmasına babasını unutmayarak vefa gösteren dernek yönetimine teşekkür ederek başlayan Çam, “ Bu akşam görüyorum ki babam bu gök kubbede hoş bir seda bırakmış. Çok duygulandım. Ben de üniversitede hocalık yapıyorum. Babamın öğrencileriyle kurduğu bir ilişki gibi ilişki kuramıyoruz. Bu Allah vergisi bir özellik, bize sirayet etmemiş. Rahmetli babamın tutturduğu notlardan hatırlıyorum, bir öğretmende bulunması gereken beş özelliğin olduğunu söylerdi. Bunlar: 1- Umumi ve mesleki kifayet, 2- Ruh ve beden sağlığı, 3- Meslek ve talebe sevgisi, 4- İyi ve güzel ahlak, 5- İçtimai mükemmeliyetti. Aslında bu özellikler bütün meslek gruplarında bulunması lazım gelen özelliklerdir.” Diyerek Ömer Çam Hoca’nın eğitimcide bulunmasını istediği özellikleri ifade eden Çam, konuşmasını babasına vefa gösteren herkese teşekkür ederek tamamladı.

   

Prof. Dr. H. Kamil Çam’ın konuşmasının ardından Mehmet İleri tarafından okunan aşrı şerif ve yapılan dua ile program sona erdi.

 

Dernek başkanı Av. Ahmet Yılmaz tarafından sohbetin sonunda ÜNDER tarafından yayınlanan “Ünye Fotoğraf Albümü” konuklara hediye edildi.

12.12.2009 00:00:00
Hit: 530