Saleh EKAİDİ ile Halep´i Konuştuk
ünyeliler Derneği Beyoğlu Sohbetleri’ nde 23.12.2016 Cuma akşamı konuğu, tüm zamanların en genç konuğu olma özelliğini de taşıyacak Halepli Saleh EKAİDİ olmuştur.
Saleh Ekaidi'nin konuşmasından satır başları şöyleydi:
"Tarih boyunca ticari önemiyle bilinen Halep şehri Osmanlı döneminde de büyük bir önem kazanmıştır. Seneler boyunca hem kanuni açıdan hem ticari açıdan İstanbul'dan sonra ikinci şehir olmustur. Halep şehri modern zamanlarda sanayinin ve ticaretin merkezi olduğu için ekonomi başkenti adını almıştır. Bu nedenledir ki farklı ırk ve mezhepten insanlar yaşamaktaydı. çoğunluk Araplardan oluşmaktaydı Arapları takiben Türkmen ve Kürtler yaşamaktaydı. Arap Baharı 2010 senesinin sonralarına doğru Arap dünyasında hiç bilinmeyen bir hareketin kalkışmasıydı. Bu hareketin sebebi Tunus'ta üniversite öğrencisi olan ve seyyar satıcılık yapan bir vatandaşın polisten gördüğü katı muameleyi protesto etmek için kendini yakması idi. Halk bu vatandaşı desteklemek için ayaklandı ve bu hareketin sonucunda Tunus'un eski başkanı Bin Ali kaçtı. Bu hareket daha sonra bütün Arap ülkelerine yayıldı ve bütün halk şaşkınlık icinde olanları izliyordu.
Suriye halkı yakın tarihte özellikle Arap baharı ve Mısır'da olan ayaklanmaları protestoları hiç görmemişti bu nedenle medyada televizyonda gördüklerini şaşkınlıkla izliyordu. Suriye halkı 80 lerde yaşamış oldukları katliamlar sonucunda korku kalesinde kuşaltılmıştı ve hapsedilmisti buyuzden benzer birşey yapmaya cesaretleri yoktu. Lakin Daraya şehrinde 2011 in mart ayında 12 yaşlarında okul çağındaki çocuklar televizyondan gördüklerinden etkilenerek okulun duvarlarına Mısır'da çok meşhur olan "Halk sistemi devretmek istiyor" vb. cümleler yazmaya başlamışlardır daha sonra Daraya istihbaratı okula baskın yapmıştır ve bütün çocukları tutuklamıştır. Bunun neticesinde aşiret yoğunluklu olan Daraya halkı aşiret büyüklerinden istihbarat başkanına gitmelerini istedi ve büyükler istihbarat başkanına giderek durumun nasıl olduğunu anlattı ve çocukların iadesini istedi fakat başkan kabul etmedi. Bu arada istihbarat başkanı olarak adlandırılan kişi Suriye'nin başkanı olan Esad'ın teyze ogludur. çocukların iade edilmemesi üzerine halk ayaklanmaya başladı ve ayaklanmalar baslar başlamaz canlı ateşle karşılastılar. Neticesinde Daraya'da öfke daha çok arttı ve 6 ay boyunca gittikçe büyüyen ve şehirden şehire yayılan bu öfke devrimin benzini olmuş, Suriye devrimi Esad için büyük bir kaos olusturdu ve şiddetin artmasını en uygun çözüm olarak gördü. Şiddet şiddeti getirmiştir dolayısıyla 6 ay boyunca barışı temel alarak mücadele eden Suriye halkı kendini bir köşede sıkışmış olarak gördü.
Daha sonra halk Esad rejimine karşı silahlanmaya ve direnmeye başladı. Halep halkı tıpkı diğer şehirlerdeki halk gibi Daraya şehrini desteklemek için sokağa dökülmüştü.Diğer şehirler gibi Halep'te karşılaştığı şiddet sonucunda şiddete yöneldi. Esad ordusunu terk eden subaylar askerler ile halk mücadele için silahlı gruplar oluşturmuştur. 2013 senesinde muhalifler Halep'in yaklaşık %60 ına hakim olmuştur. Şehrin doğusu muhaliflerdeyken batısı Esad kuvvetlerindeydi. Rusya'nın Suriye'ye girmesi, İran ve Irak'ın vermiş olduğu destekle beraber Suriye'deki askeri şartlar cok değişmiştir. Neticesinde 2 sene boyunca muhalifler yavaş yavaş toprak kaybetmeye başlamış ve 6 ay önce kusaltma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. 2 sene mücadeleden sonra Esad rejimi Halep'i tamamen kuşaltmayı başarmıştır. Şehri 2 ay boyunca susuz ve yiyeceksiz bıraktı ama Esad rejimi ve onu destekleyen diğer güçler başarısız oldu fakat Rus uçakları helep'in yaşam merkezleri olan hastaneleri fırınları ve su merkezlerini bombaladı. Aylarca yaptıkları baskılar Rusya İran Irak desteğiyle büyük bombalamalar sonucunda Halep'in muhaliflerin elinde olan kısmın %80 ini aldı ve halep şehri askeri olarak tamamen düştü.
Fakat geri kalan bölgede yani %20 lik kısımda binlerce sivil ve muhalif bulunuyordu bu nedenle Türk hükümeti Rusya'ya baskı yaparak bir anlaşma ortaya koydu ve bu anlaşmanın sonucunda mahalifler sivillerle birlikte halep şehrinden ihraç edildi. Bircok insan Halep'ten çıkmadan önce düşmana kalmaması için gözyaşları içinde arabasını evini yakmıştır. Halep konusundaki hassasiyetlerimzi daha yoğun biçimde 2 sene önce göstermiş olsaydık durum daha farklı olabilirdi.
ümmetin bir kalesi daha düştü gibi gözüküyor. Bu gibi yorumlar yapılıyor tabii. Fakat bunun değerlendirmesini yaptığımızda Halep'in düşüyor olduğu görüntüsü arkasında aslında özgürleştiği gerçeğini ihmal ediyoruz. Halep şehri zaten Esad rejiminin baskısı altındaydı. Bu hareket bütün zorluklarına rağmen Halep'in özgürleşmesi olarak da görülmelidir. Biz bu gerçeğe ve Halep'in mücadelesine inanıyoruz."
