Anasayfa
ANASAYFA DETAYLAR

Dr.Limoncuoğlu ile Avrupa Siyasetini Konuştuk

üNDER Beyoğlu Sohbetleri’nin 03.02.2017 Cuma akşamı konuğu  Okan üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Alihan Limoncuoğlu oldu. Tanışma merasiminin ardından konuşan Limoncuoğlu özellikle Batı ülkelerindeki milliyetçi cereyanları, bu ülkelerin aktüel siyasi meselerini ve Türkiye ile ilişkilerini anlattı.

Limoncuoğlu’nun konuşmasından satır başları şöyleydi:

“Britanya’nın Avrupa Birliği’nden çıkışı ile başlamak istiyorum. Bir anda ne oldu da Britanya Avrupa Birliği’nden çıkmaya karar verdi. Biliyoruz ki, Britanya zaten en başından beri Avrupa Birliği konusunda ikircikli davranmıştır. Hiçbir zaman tam olarak entegre olmamıştır. Britanya daha ziyade Amerika ile daha yakın hareket edecek şekilde bir konum almış ve  Avrupa Birliği konusunda çekinceler ortaya koyarak mesafeli ilişkiler kurmuştur. Hatta 90’lı yılların başında Sovyetler Birliği çöktükten sonra olası bir ikinci soğuk savaşın Avrupa Birliği ile Amerika arasında olabileceğine dair tartışmalar var iken böyle bir durumda İngiltere’nin Amerika ile birlikte hareket edeceği tahminleri söz konusuydu. Britanya Shengen vize anlaşması, Eurozone (Euro bölgesi)  gibi ortaklıklara da dahil değil. Yani AB’ye üye olmakla birlikte mesafeli bir üyeliği söz konusu. Coğrafi olarak bir ada ülkesi olmasının getirdiği bir farklılık da var. Kıta Avrupası ile Britanya arasında  gidip gördüğünüzde, yaşadığınızda da farkları görebilirsiniz. Kıta Avrupası’na nazaran Amerika’ya da çok daha fazla benzer.

Bununla ilgili toplumda zaten sıkıntılar da vardı. İngiltere’de iki partili bir sistem var denilebilir. Birisi Muhafazakar Parti, bir diğeri de İşçi Partisi. İngiltere’de partilerin iktidara gelebilmesi için ikna etmesi gereken seçmen ideolojilere tam olarak angaje olmayan orta seçmendir. Partiler bu seçmeni ikna etmek için yaptıkları politikalar itibarıyla birbirlerine yaklaşmaya başlıyorlar, ve iki parti arasındaki farklar törpülenmeye başlıyor adeta. Böyle olunca bu partilerle örtüşen ideolojileri benimseyen seçmenler rahatsız olmaya başlıyor. Muhafazakar Parti kendi doğal seçmeninin karşı çıkacağı politikaları onayladı ve uyguladı. Tony Blair zamanında İşçiPartisi’de sol bir geleneğin devamı olmasına rağmen özellikle ekonomide çok farklı politikalar benimsedi. Bu gibi sebeplerle rahatsızlık duymaya başlayan bir kitle ortaya çıktı.

Bunun gibi iki tane büyük parti olduğunda daha küçük partilere oy verecek seçmen oyunun boşa gideceğini düşünerek kendine yakın olduğunu düşündüğü partiye oy veriyor. İşte bu gibi sebeplerle Britanya’da milliyetçi bir hareket son yıllarda yükselişe geçti.  Muhafazakar Parti’nin politikalarından rahatsız olan bir grup Yeni milliyetçi parti yahut Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi’ni (UKIP) kurdu. Britanya birliğini savunan sağ görüşlü milliyetçi bir parti. 8-10 senenin ardından 2008 küresel finansal kriz eleştirileriyle biraz daha görünür hale geldi. Bu partinin yıllar süren çabaları ve kampanyaları Britanya’nın AB’den çıkmak için gerçekleştirdiği referandumda çok etkili olmuştur.

ABD seçimlerine gelince, orada çok rahatsız olan sessiz bir kesim vardı. özellikle radikal “liberal” uygulamalardan hoşnut olmayan bir kesim diyebiliriz. Bitmek bilmeyen kürtaj, lgbt hakları gibi tartışmalardan rahatsız, bireysel silahlanmaların önüne engel çıkmasını istemeyen bir topluluk, bunun gibi diğer sebepler de eklendiğinde Trump’ı kurtarıcı olarak gördüler. Bunlara bir de “çelik kuşağı” işçileri katıldı. Bu kez ortada kalan birçok eyalet seçim de Trump lehine döndü. Her ne kadar Trump makulbir adaygibi durmasa da birçok ortalama Amerikalı aile, değerlerine düşman olarak gördükleri Hilarry Clinton’ı istemediler. Bu gibi sebepler Trump’ı galip kıldı.”

Samimi bir atmosferde, sohbet havasında süren konuşma, soru-cevap faslı ile devam etti.

21.2.2017 00:00:00
Hit: 527