Anasayfa
ANASAYFA DETAYLAR

Türkiye Yeni Bir Evrilme Noktasında

üNDER Beyo?lu Sohbetleri’nin 25.12.2015 Cuma ak?amy konu?u, dünyanyn en büyük uzay ara?tyrma merkezi NASA’nyn finanse etti?i bio-medical projelerde  çaly?my? ve Amerika’da bulundu?u uzun yyllar boyunca kyymetli bilimsel ara?tyrmalarda aktif rol almy? olan Endüstri Mühendisi ?ener Sancar oldu. Tany?ma merasiminin ardyndan Sayyn Sancar; Türkiye’nin bugün yeni bir evrilme noktasynda oldu?unu, bu yüzden içeriden ve dy?arydan yyldyrma çabalary ile ülkemizin gücünün ve hareket kabiliyetinin synyrlandyrylmaya çaly?yldy?yny somut örneklerle aktardy. Sancar, kendi hayatyndan aktardy?y ilginç hatyralaryn yany syra, yapmy? oldu?u ara?tyrmalardan çykan bilimsel neticelere ve bunlaryn ülkemiz ve milletimiz özelinde ne gibi de?erlendirmelerle ili?kilendirilebilece?ine dikkat çekti. Konu?masynyn genelinde, bilhassa yitirilen toplumsal ahlakî de?erlerimizin ve tarihsel-kültürel birikimimizden miras kalmasy gereken hayat tasavvuruyla yo?urulmu? ülke potansiyelinin ve insanî hasletlerimizin, bilinçsiz modernle?me tecrübesiyle ne derece zarar gördü?ünü dile getirerek, ki?isel-toplumsal dünyamyzy bu zeminde yeniden yapylandyrmamyz gerekti?ini vurgulady.

?ener Sancar’yn konu?masyndan satyr ba?lary ?öyle idi; 

Bugün Türkiye Yeni Bir Evrilme Noktasynda 

Yslam co?rafyasy I.ci Dünya Sava?y’ndan beri, ilk kez bu kadar ciddi olarak küçük parçalara bölünme tehlikesi ile kar?y kar?yya. Anla?yldy?y kadaryyla Müslüman ülkelerin hiçbiri bu böl-parçala senaryosunun dy?ynda de?il. Fas’tan Endonezya'ya kadar uzanan geni? Yslam co?rafyasyndaki ülkelerin haritalaryny yeniden çizebilmek için, küresel bir proje sanki uygulanmaya konmu? gibi. Tüm Yslam ülkelerinde benzer senaryolarla önce nifak tohumlary zerk edilip, de?i?ik kimlikler arasynda mevcut olan inanç ve görü? ayrylyklary daha da derinle?tiriliyor, sonra da bu ülkeler çaty?maya ve ayry?maya do?ru itiliyorlar. Belli ki dünyanyn hakim odaklary, Yslam co?rafyasyny yeniden ?ekillendirme arzusundalar.

Dolayysy ile Yslam ülkeleri tek tek hem fiziki ve hem de fikri anlamda acymasyz ve yo?un bir saldyry altynda. Yüz yyl önce Osmanly'yy parçalayyp da?ytan, o günkü gizli irade, görüldü?ü kadar bugün de i? ba?ynda. Türkiye dahil, hiçbir Yslam ülkesi bu bölünme ve çözülme senaryolarynyn dy?ynda de?il. Türkiye son dönemlerde gerek iç terör ve gerekse Suriye bahanesiyle kaosun içine sürüklenmeye çaly?ylmakta. Türkiye ile ilgili yapylan hesaplar sanki di?er Müslüman ülkeler için yapylan hesaplaryn en büyü?ü. Yüz yyl önce de, büyük hesapla?ma Türkiye ile olmu?tu. Bugün de yine öyle olaca?a benziyor. çünkü Türkiye potansiyel olarak Müslüman co?rafyasyny çekip çevirecek, toparlayacak, ve öncülük edecek ülkelerin ba?ynda geliyor. Ayryca Türkiye Müslümanlaryn sy?ynabilece?i son kale olarak görülüyor. 1779’lardan sonra Kyrym’dan Kafkaslardan, Balkanlar'dan ve di?er eski Osmanly vilayetlerinden akyn akyn gelen göçmenlere Anadolu nasyl son kale olmu?sa, bugün de Irak’tan, Suriye’den ve di?er Yslam ülkelerinden gelenler için Türkiye, yine son sy?ynylacak yerlerden biri.

Zaten Yslam’yn do?u?undan itibaren, her devirde Müslümanly?y tehdit olarak gören mihraklar, ona kar?y bilhassa fitne sava?y açyp onu önce bozmaya, kysyrla?tyrmaya, bölmeye çaly?my?, sonra da bizzat sava?la onun üzerine çullanmy?tyr. Türkler de di?er ülkelerdeki Müslümanlar gibi mevcut topraklarda ya?amanyn bedelini kesintisiz  olarak ödemi? olan bir millettir. Günümüzde, Türkiye üzerinde oynanan oyunlaryn geri planynda bu co?rafyada ya?anan bin yyllyk hesapla?manyn yatty?y muhakkak. Müslüman olduktan sonra Türkler, her devirde Yslam’y hem iç ve hem de dy? dü?manlaryna kar?y korumak için çabalamy?lardyr. Gerçi son iki yüz yylda maruz kalynan haksyzlyklar, ya?anan acylar ve büyük kayyplarla bir duraksama devri ya?anmy?sa da, Türkler bugün tekrardan Yslam aleminin umut kayna?y olma yolundadyr. Türklerin bugününü daha iyi anlamak ve hem de onlaryn gelece?i ile ilgili projeksiyonlar yapabilmek için, Türklerin Müslüman olarak ya?ady?y tarihsel yolculu?a kysa da olsa bir göz atmak gerekir.

EMEVY HANEDANLI?I ZAMANINDA TüRKLER (661-750)

Türklerle  Müslüman Araplar arasynda ilk ili?kiler Hz. ömer (634-644) zamanynda ba?lamy? Dört Halife devrinden (632-661)sonra ba?a geçen Emevi hanedanly?y döneminde (661-750) Yslamiyet daha çok Arap milliyetçili?i ekseninde geli?mi?tir. Ba? kentleri ?am olan Emeviler aldyklary ülkelerin Arap olmayan Müslüman halkyna “Mevali” diyorlar ve onlardan gayri Müslimlerden aldyklary gibi cizye ve haraç dahi alyyorlardy. Bu devrede Emevilerin Türklere kar?y da a?yry sert tutumlarynyn, Türkler’in Yslamiyete girmelerini de geciktirdi?i söylenir. Nihayet 750 yylynda aslen “mevali” denilen Horasan’ly Ebu Müslim’in daha çok Sünni Türkler ve ?ii Yranlylardan  olu?an güçleri ile ba?latty?y ayaklanma sonucunda Emeviler yykyldy. Yerlerine, Hz. Muhammed soyundan gelen Abbaso?ullarynyn hakimiyeti ba?lady.

ABBASY DEVLETY ZAMANINDA TüRKLER (661-750) 

Abbasilerin iktidara gelmesiyle, Türkler ile Araplar arasynda yeni bir sayfa açylmy?tyr. Bu yakynla?mada Türklerin Araplaryn yanynda çinlilere kar?y 751 yylynda yaptyklary Talas Sava?ynyn da rolü büyüktür. 742 yylynda II. Göktürk Devleti’nin yykylmasyndan sonra Orta Asya’da siyasi bir bo?luk meydana gelmi?ti. Bu bo?luktan yararlanmak isteyen çin, Baty Türkistan seferine çykarak Arap ordulary ile bugünki Kyrgyzystandaki Talas  Irma?y kyyysynda 751 yylynda sava?a tutu?tu. Daha sonra tek ba?laryna çinlilerle mücadele edemeyeceklerini anlayan Karluk ve Ya?ma Türkleri, sava? syrasynda Araplaryn safyna geçince, Araplar çinlilere kar?y  sava?y kazandy. Talas Sava?y Türk tarihi açysyndan çok önemlidir. Bundan sonra Baty Türkistanyn çin tarafyndan istila edilme tehlikesi asyrlarca ortadan kalkmy?tyr. Ayryca Türk-Arap ili?kileri de dostça geli?me sürecine girmi?tir.  Di?er yandan daha Müslüman olmamy? olan Türkler de, bu tarihten sonra yava? yava? Yslam dinini kendi istekleri ile kabul etmi?lerdir.

Abbasilerle birlikte Yslam Devleti’nin iç ve dy? siyasetinde önemli de?i?iklikler olmu?, Emevilerin izledi?i Arap yanlysy ve baskycy siyaset terkedilmi?tir. Müslüman olan herkese e?it haklar tanynmy?tyr. 750 yylynda Emevi Hanedanly?ynyn yykylmasyndan sonra Yslam Devleti'nin ba?yna geçen Abbasi Hanedanly?y devrinde Arap olmayan azynlyklaryn durumunda iyile?meler oldu. Emeviler devrinde Yslam ordularynda Yranlylar ve Türkler de görev almy?larsa da, Abbasi yönetimi ile birlikte Türkler idarede de daha önemli yerlere geldiler. Halife Mansur devrinden ba?layarak (754-775) Abbasi ordularynda yer alan Türkler, Halife Harun Re?id devrinde (786-809) artyk saray muhafyzlary da olmu?lardyr. Analary Türk olan Halife Memun (813-833) ve Mutasym (833-842) devirlerinde, Türk askerlerinin sayysy oldukça artmy?tyr. Mutasym Türkler için Ba?dat yakynlarynda Samarra kentini kurup bu kenti ba?kent yapmy?tyr.

Abbasiler döneminde Türklerin bu devlete büyük hizmetleri olmu?tur. Devlet yönetiminde de önemli görevler alan Türkler, zaman zaman yönetimde bulunduklary topraklarda Abbasilere kar?y isyan ederek, önce Mysyr’da daha sonra da Suriye ve Filistin’i kapsayacak olan bu yörenin ilk Türk devleti olan Toluno?ullary’ny (868-905) ve yine önce Mysyr’a hakim olup, daha sonra Suriye, Filistin ve Hicaz’a da uzanan Yh?idler (935-969) ikinci Türk devletini bu yörede kurmu?lardyr.

HYNDYSTANDAKY TüRK-YSLAM HAKYMYYETY

Gazneli Mahmud'un (998-1030) Hindistan'a kadar yapty?y seferler sonucunda Müslümanlyk Hindistan'a kadar ula?my?tyr. Hindistanda Gaznelilerle ba?layan ilk Türk-Yslam Devletleri zinciri Tu?luklular, Lodiler, Delhi Türk Sultanly?y ve son olarak Babür Ymparatorlu?u'yla 1858 senesine kadar sürmü?tür. Yngilizlerin Babür devletini 1858’de ortadan kaldyrmasyyla Hindistan'daki 9 asyrlyk Türk-Yslam hükümranly?y da sona ermi?tir. Hindistandaki Türk sultanlary içinde Gazneli Mahmut, Babür ?ah, Ekber ?ah en me?hur olanlarydyr. Böylece yakyn dönemlerde kurulan Pakistan’da bugün takriben 180 milyon, Banglade?’de takriben 140 milyon ve Hindistan’da da 150 milyon Müslümanyn ya?amaktadyr. Dolayysy ile Hindistan yarymadasynyn tamamynda neredeyse 500 milyona yakyn Müslüman ya?amaktadyr. Bu kytanyn Yslami temelleri ise daha evvel de zikredildi?i gibi Türkler tarafyndan atylmy?tyr

BüYüK SELCUKLULAR 1040-1157

1040-1157 yyllary arasynda hüküm süren Büyük Selçuklular, en güçlü olduklary dönemde Harezm, Horasan, Yran, Irak, Suriye, Arap Yarymadasy ve Anadolu'nun büyük kysmyna egemen olmu? bir Türk devletidir. Selçuk Bey tarafyndan 1040’da kurulan Selçuklu Devleti Ba?dat’y kendilerine ba?kent yaparak Abbasi halifelerinin koruyucu rolünü üstlenmi?lerdir. Kapladyklary alan do?uda bugünkü Kazakistan’daki Balka? ve Kyrgyzystan’daki Issyk Gölleri ve çinin Uygur bölgesindeki Tarym Havzasy; batyda Ege ve Akdeniz sahilleri, kuzeyde Aral Gölü, Hazar Denizi, Kafkasya, Karadeniz; güneyde Arabistan dahil Umman Denizi'ne kadar uzanan  10.000.000 kmlik bir bölgedir.

X. yüzyyl ba?laryndan itibaren Abbasilerin gücü giderek azaldy?yndan, Yslam dünyasy siyasi yönden parçalanma dönemine girmi?ti. Abbasi halifelerinin Ba?dat dy?ynda etkinlikleri giderek azalmy?tyr. 945 yylynda Farsi Büveyho?ullary, Ba?dat’y i?gal ederek Abbasi halifesini basky altyna almy?lardy. Yslam dünyasynyn bu zor döneminde Büyük Selçuklular, yeni bir siyasi güç olarak ortaya çykmy?, Tu?rul Bey, 1055 yylynda Ba?dat’a girerek Abbasi halifesi Kaimbiemrillah’y Büveyho?ullary’nyn baskysyndan kurtarmy?tyr. Abbasi halifesi bu yardymlaryndan dolayy Tu?rul Bey’e “Do?unun ve Batynyn Sultany” unvanyny vermi?tir. Böylece Yslam dünyasyny savunma görevi Türklere geçmi?tir. Neticede Anadolu’nun, Suriye’nin ve Küdüs’ün hakimi olarak Büyük Selçuklu Devleti, uzun yyllar Abbasileri hem iç dü?manlaryna kar?y ve hem de  batyda Bizans’yn ve Haçly ordularynyn saldyrylaryna kar?y Yslam dünyasynyn  koruyucusu olmu?lardyr. Do?uda ise Mo?ol akynlaryna kar?y sava?my?, dü?man istilalaryna kar?y set olu?turmu?lardyr. Sonradan Selcuklularyn zayyflamasynda büyük rolü olan Hasan Sabbah’yn liderli?indeki sapyk Ha?a?in gurubunun gizli ve yykycy faaliyetlerine kar?y da Selcuklularyn ciddi mücadeleleri olmu?tur. Böylece Yslam dünyasyny da?ylmaktan birden fazla cephede sava?arak kurtarmy?lardyr.

öte yandan Selcuklu Türk hükümdarlarynyn tahta çyktyklarynda güçlerine ragmen Abbasi halifelerinden men?ur almalary ve halife adyna hutbe okutmalary da, onlaryn Yslamiyete ve halifeye olan saygylarynyn birer göstergesi mahiyetindedir.

Türklerin Yslam dünyasyna hizmetleri sadece askerî, siyasi ve idari alanda olmamy?tyr. Typ, astronomi, matematik, felsefe, co?rafya ve dinî ilimlerde de yeti?tirdikleri bilim adamlaryyla, Yslam medeniyetinin geli?mesinde büyük rol oynamy?lardyr. Matematik alanynda Harezmî, co?rafya, matematik ve astronomi alanynda Birûni, felsefede Farabi ve typ alanynda Ybn-i Sina yine matamatikte Gyyaseddin Cem?it çok önemli eserler yazmy?lardyr. Böylece Türkler Yslam kültür ve medeniyetinin, do?uda Hindistan’a, batyda da Avrupa içlerine kadar yayylmasyny sa?lamy?lardyr.

Yslam dünyasynda e?itim ve ö?retim kurumlarynyn büyük geli?me göstermesi de Selçuklular dönemine rastlar. E?itim ve ö?retim faaliyetleri, Selçuklu Sultany Alparslan zamanynda devlet himayesine alynmy?tyr. Karahanly hükümdary Bu?ra Han tarafyndan Semerkant Medresesi yaptyrylmy?tyr. Yslam dünyasynda ikinci büyük medrese olan Nizamiye Medresesi de Selçuklu Sultany Alparslan zamanynda Ba?dat’ta, 1066 da kurulmu?tur.  Bu devirde dünyada en çok okuma yazma bilen insanlar Müslümanlardy.

Yslam sanatynyn; mimari, tezhip (el yazmasy kitaplara ve hat yazylaryna boya ve altyn tozu ile yapylan süsleme, yaldyzlama), hat (güzel yazy yazma sanaty), çinicilik ve minyatür alanlarynda da yeti?mi? birçok Türk zanaatkarlary, sayysyz güzel eserler meydana getirmi?lerdir.                                                                             

1092 yylynda Selçuklu hükümdary Melik?ah'yn ölümünden sonra bölünmeye u?rady. Bu devletin yykylmasyndan sonra Selçuk Bey'in soyundan gelenler tarafyndan kurulan di?er devletler: Kirman Selçuklu Devleti, Horasan Selçuklu Devleti, Irak Selçuklu Devleti, Suriye Selçuklu Devleti ve Anadolu Selçuklu Devleti'dir. Ayryca ço?u de?erli ve sadakatle hizmet etmi? kumandanlaryn kurdu?u Selcuklu Atabeylikleri de vardyr. ?eklen Selçuklu Ymparatorlu?u'na ba?ly olduklaryndan, idare, te?kilat, kültür, din ve siyaset bakymyndan, Selçuklu Ymparatorlu?ü'nun bir devamy gibi görülebilirler. Bu Atabeyliklerin  bazylary ba?ymsyz birer devlet gibi hareket etmi?lerdir.

Osmanly dönemi ülkemizde daha fazla bilindi?i için zaman darly?yndan dolayy bu dönem çok kysa geçilecektir. Osmanly döneminde de Türkler de?i?ik türdeki Haçlylarla sava?maya devam etmi?ler, orta Avrupaya kadar ilerlemi?ler ve Balkanlar'a yerle?mi?lerdir. Arnavutlar, Bosna-Hersekliler (Bo?naklar) bu dönemde Müslüman olmu?tur. Osmanly son gününe kadar yine Yslam’yn hizmetkary ve koruyucusu olmu?, onun bayraktarly?yny yapmy?lardyr. 

Böyle bir geçmi?i olan Türklerin bugün de yalnyz kendisi için de?il, tüm mazlumlar ve Yslam dünyasy için ayakta kalmasy gerekir. Bunun için her bakymdan büyüyüp güçlenmesi, da?ylma noktasyna gelen Yslam co?rafyasyny yeni bir ?uur ve hedefle, tekrardan toparlayyp rayyna oturtmasy ondan beklenendir. Bu liderlik rolünü üstlenebilmek için gereken tarihsel genlerle ilgili potansiyel, enerji, güç ve tecrübe Türkiye'de vardyr. Ama bu rol için her ?eyden önce, toplumun ve onun kültüründe bozulup hedefini ?a?yrmy? olan parametrelerin yeniden elden geçirilip sa?lykly hale  getirilmesi elzemdir. Bu da “Olmasy Lazym Gelen” fikri alt yapy ile mümkündür.  Türkiye içinde oldu?u sykyntyly dar bo?azdan ya “Olmasy Lazym Gelen” fikri alt yapyyy olu?turup güçlenerek çykacak, ya da parçalanarak küçülecek ve bir nevi silinmeye do?ru gidecektir. Dy? senaryolar Türkiye’yi küçültme üzerine kurulmu?ken, bugün Anadolu insanynyn tavyrlarynda son seçimlerde oldu?u gibi, bütün bunlara ryza göstermeyip ba? kaldyran bir tavyr gözlenmektedir. Bu tarihsel itiraz, yukaryda da söylendi?i gibi olmasy gereken fikri alt yapy ile desteklenebilirse, yslahy gereken parametrelerle ilgili do?ru te?hislerin yapylabilme ?ansy artacaktyr. Geçmi?te kolu kanady kyrylarak neredeyse dar bir fyçynyn içine zorla oturtulmu? olan Türk insany böylece tekrardan rahat bir nefes alabilecektir. Ancak o zaman yaralaryny tymar edip tekrardan gücünü toparlama ?ansyna sahip olacaktyr. Genelde 20. yüzyyl boyunca aldy?y darbeler ve kültürüne yabancy uygulamalaryn sebep oldu?u kyrylmalar neticesinde Türkler kendi potansiyellerini tam gerçekle?tirememi? ve dertlerini analiz edip bu dertlerin üzerine kararlylykla gidememi?lerdir. Türkiye 21. yüzyylda tam silkinip kendine gelmeye çaly?yrken hem içten ve hem de dy?arydan saldyrylara maruz kalynmasy tamamen tesadüfi olamaz. Her ne olursa olsun Türkler için yeni bir devrin ba?lady?y muhakkaktyr.Umulan Türklerin yeni bir idrakle, tekrardan muktedir bir oyuncu olarak geri dönmeleri. E?er bunda muvaffak olurlarsa insan olarak yeryüzünde halife olmanyn idraki ile yeniden tüm insanlyk adyna büyük gayelerin ve hizmetlerin pe?inde ko?acaklardyr. Yn?aAllah günlük küçük tarty?ma ve didi?melerden uzak, bütünü akledebilen, örnek, yeni bir toplum olu?turabilirler. 

özetlenecek olursa, bugün öyle bir tarihsel kyrylma dönemi ya?anyyor ki, atylacak her adym Türkleri ya tükeni?e ya da yepyeni bir aydynlanma dönemine do?ru götürecektir. Yn?aAllah bu evrilme inanç ve de?er sistemi güçlü, bilim ve teknolojide ileri, ekonomi ve siyasette saygyn, dünyada tekrardan oyun kurucu ve uzla?tyrycy lider bir ülke olma yönünde olur. Arzu edilen 21. yüzyylda kendini kysytlayan parangalardan kurtulmu?, gerekti?inde zalime dur deyip, mazlumun derdine çare olabilen, insanlara hizmet için var olan yeni bir topluma do?ru evrilebilmede.

*Türk toplumunun GDO’su ile, yani Kültür Parametreleri ile oynanmy?. çözüm: Ynanç ve De?er Sistemi, Bilim ve Teknoloji, E?itim, Hak ve Adalet Anlayy?y, Aile ve Tarih Bilinci gibi kültürümüzün oynanan ana parametrelerinin zaman içinde nasyl bozulup de?i?tirildi?ini anlayyp “Olmasy Lazym Gelen” yönünde yeniden düzenleyip asyl özüne döndürmek gerekir.

*Yeniden evrilmek için elimizde var olan de?erleri bilmek gerekir. Bize miras olarak gelen Yslam denilen bir lütfa, bir zenginli?e sahibiz. E?er Yslamy tam manasyyla idrak etmi? olsaydyk, ?u anda ba?ka toplumlardan ö?renmeye çaly?ty?ymyz veya takliden yapty?ymyz bazy ?eyleri önce biz onlara ö?retiyor olurduk. örnek vermek gerekirse, mesela Allah’yn Esmaül Hüsna’da belirtilen syfatlaryndan  El-Kuddüs syfatyny bizlerin de emredildi?i gibi hayatymyzda takliden uygulamamyz gerekir. Bilindi?i gibi Kuddus syfatynyn bir manasy da sanyrym temizlik veya temizleme; yani hayvanlar ölüyor, kurtlar ku?lar yararlanyyor, bakteriler devreye giriyor. Hem beslenip hem de do?ayy temizleyip neticede topra?y da gübre olarak zenginle?tiriyorlar. Bu bir döngü veya geri dönü?üm. Yslam’y ve Esmaül Hüsnayy tam manasy ile anlamy? olsa idik, dünyanyn havasyny, suyunu ve topra?yny temiz tutmak için ilk önce biz Müslümanlaryn  biyolojik geri dönü?üm meselelerini ele almamyz, bu mevzularda ilerlememiz ve dünya insanlaryna  bunu ö?retmemiz gerekirdi. Halbuki ?u anda bunlary bir ba?ka toplumdan ö?renmeye çaly?yyoruz. Dolayysy ile elimizde bulunan zenginlikleri ve Yslam denilen lütfu yeni bir gözle tekrardan de?erlendirmemiz ve Yslam’yn derinine inerek, onu yeniden idrak etmemiz gerekiyor. Yoksa hamasî laflarla gidecek pek fazla yerimiz yok.

*Türkler bugün bilinçli olarak tüm olumsuz engelleri kararlylykla kyryp, yaryp yoluna devam etmelidir.

SORU: Bugün bahsetti?iniz varolu? mücadelesi siyasal anlamda olmasy gerekti?i gibi  gerçekle?iyor mu?

Bir toplumda siyaset, kültür, ekonomi, ileti?im vs. hepsi bir bütünün parçalary. Asyl olan, toplumun ciddi bir mefkûre etrafynda kenetlenmesi ve o yönde birlikte ilerlemesi. Mesela atalarymyzyn mefkuresi Ylayy Kelimetullah’y Ynsanlara götürmekti. Belki de bizim mefkuremiz insanly?a hizmet olmaly. örnek olarak akan bir dere dü?ünün. E?er suyun akacak bir yolu, bir kanaly yoksa bataklyk ve hasar olu?turacaktyr. E?er daha önce mefkuresi olan bir toplumun mefkuresi elinden alynmy?sa, insanlar nereye do?ru gideceklerini artyk bilemezler. Toplumun ve insanlaryn enerjisi hedefsiz ve lüzumsuz bir ?ekilde heva ve hevesleri yönünde tüketilir. Bu durumda toplumun her alanynda etnik, inançsal ve fikirsel meseleler ne kadar küçük olursa olsun, tarty?ma ve didi?melere yol açar. Yn?aAllah insanli?a hizmet etme mefkuremizi tekrar hatyrlaryz.

SORU: Yeniden toparlanmasyndan kasyt yeniden öze dönmek mi?

Cevap: Yeniden toparlanmadan veya yapylanmadan kasyt meselelerin özünü anlayyp, Olmasy Lazym Gelene do?ru gitmektir. Olmasy Lazym Gelen denince kastedilen önümüze gelen mesele, ister inanç ve de?er sitemimizle ilgili olsun, isterse ülkemizde bilimi geli?tirmekle veya ekonomik meselelerle ilgili olsun, bugün adyna bilim dedi?imiz kainatyn fytratyna yani kevni kanunlaryna, insanyn fytratyna ve nihayet teklif edilen çözümlerin sürdürebilir olup olmady?yna bakmanyn gereklili?i kastedilmektedir.   

Soru: Do?u ve Baty toplumlary arasyndaki bazy farklary açy?a koydunuz. Gazeteler, kitaplara göre mekanizma olu?urken bu kapsamda bahsetmi? oldu?unuz Maslow ihtiyaçlar hiyerar?isinin en üstte bulunan kendini gerçekle?tirme safhasynyn bizim kültürel-sosyal dünyamyzda neye kar?ylyk gelmesi gerekti?ini merak ediyorum.

Cevap: Maslow’un Yhtiyaçlar Hiyerar?isini, biraz de?i?tirerek a?a?y basamaktan yukary do?ru, bu ihtiyaçlary yeniden tasnif edilecek olursa, insan ihtiyaçlarynyn fiziki, hissi, akli ve nihayet ruhi ihtiyaçlar oldu?u söylenebilir. Böyle bir tasnife insan yaratyly?yndaki fytri ihtiyaçlar listesi de denebilir. Ynsanyn “kendini tam anlamyyla gerçekle?tirebilmesi” açysyndan bakyldy?ynda, önem syrasyna göre en önemli ihtiyacyn  ruhi ihtiyaçlaryn kar?ylanmasy oldu?u, sonra akli, daha sonra hissi ve en sonra da fiziki ihtiyaçlaryn kar?ylanmasynyn mühim oldu?u söylenebilir.

Halbuki Maslow’a göre, üst düzeydeki bir güdüye gidebilmek için alt düzeydeki bütün güdülerin doyuma ula?masy gereklidir. Maslow ile ayny fikirde olmayan bazy Batyly uzmanlara göre ise düzeylerin alttan üste syrasy bir bireyden di?erine farklylyk  gösterebilir. Alt düzeyde doyumluluk tam gerçekle?mese de insan bir üst düzeye ihtiyaç gösterebilir ve insanyn motivasyonuna ba?ly olarak da, alt düzeydeki güdü doyuma eri?meden üst düzeydeki bir güdü doyuma ula?abilir. Ynsanyn genleri, içinde bulundu?u ortam ve mensup oldu?u kültür de?erleri ve tecrübeleri, hangi düzeydeki insan güdülerinin hayatta daha belirgin ve baskyn rol oynayaca?yny belirler.

Tekrar insanyn “kendini tam anlamyyla gerçekle?tirebilmesi” meselesine dönülürse, bunun gerçekle?ebilmesi için öncelikli ihtiyaç, insanyn ruhi ihtiyaçlarynyn doyuma ermesidir. Bu, daha a?a?y kademelerdeki ihtiyaçlaryn tatmininin önemli olmady?y manasyna gelmez. Ruhi ihtiyaçlaryn hakiki anlamda tatmin edilebilmesi yönündeki ilk adym ise, önce Allah’y bilmek ve tanymaktyr. Bundan sonra atylacak adym ise insandan ba?layarak yaratylan tüm canly cansyz varlyklaryn Allah’la olan nisbi münasebetini anlamaktyr. Bunu da takip eden adym ise insanyn kendini tanymasy ve bilmesidir. Burada bu hususlara girmek için zaman yeterli de?ilse de, kysaca Allah’y tanymak meselesine girmek gerekir.

Bilim ilerledikçe kainaty ve onu yöneten kurallaryn muhte?emli?ini ve azametini daha iyi anlyyoruz. Yçinde ya?ady?ymyz bu muazzam kompleks yapyyy tümüyle anlamada dahi zorlanyrken, bir de onu yaratabilme kapasitesine ve gücüne sahip olan Allah’y byrakyn bilmeyi, o Yaratycyyy tahayyül etmek bile zor. Kainat yokken onu bir gücün tasarlamasy, tüm her ?eyin uyaca?y kurallary belirlemesi ve nihayet Kün yani ol emri ile yaratma prosesini ba?latmasy ve sonra da milyarlarca yyl bu düzeni sürdürebilmesi insanyn hayal edebilme gücümüzün çok üzerinde bir ?ey. Bunun için Esmaül Hüsna’da belirtilen Allah’yn vasyflaryny tümüyle anlamamyz ve idrak etmek için de insanda da olmasy gereken benzer vasyflary insan boyutlarynda üzerimizde ta?ymamyz gerekiyor. özetlenecek olursa insan aklyyla, Allah’y do?rudan bilmek mümkün de?ildir. Allah’yn yaratty?y kainat ve kainatyn her zerresi ve her varlyk için koydu?u kainatyn her yerinde ayny ve geçerli olan kurallar vasytasyyla onu indirekt olarak akyl synyrlary içerisinde ancak bilebiliriz. Esasynda bugün bilim denilen ?ey, bilim adamlarynyn kainat “Big Bang” ile yaratylyrken fiziki, psikolojik ve sosyal alanlarda konan kurallary ke?fedip, onlary bizlerin anlayabilece?i formatta formüle eden bilgili insanlardyr. Evrim teorisi ise asla de?i?meyen Allah’yn yaratyrken koydu?u ?u veya bu kurala göre olan de?i?melerdir. Dolayysy ile evrim de Allah’yn koydu?u kurallar içinde olmaya mecburdur. Esasynda tasavvufta ö?retilme?e çaly?ylan (Yunus’un da dedi?i gibi)  Allah’a ve onun yarattyklaryna saygyly olunmasy ve onlarla uyum içinde (sinkronize) olunmasydyr. Ylaveten Esmaül Hüsna’da geçen ve Allah’yn insanda görmesini arzu etti?i vasyflaryn insanca boyutlarda da olsa ya?anmasydyr. Pek tabii ki bütün bunlar olurken de, tasavvuf erbabynyn dima?ynyn uyanyk olmasy ?arttyr. Yukaryda belirtilen prensipler, hakiki bir mür?itin yol göstermesi ile uygulanyrsa talip, neticede a?a?ydaki özellikleri ?ahsiyetinde kazanmy? olacaktyr;

  • Gerçekte de oldu?u gibi Yaratycynyn her i?te merkeze oturtulmasy ve yapylan i?lerin iyi niyetle kainatyn ve insanyn fytratyna uygun ve de sürdürülebilir olmasy, (Zikredilen zaman bazen onlarca yyl olabilir)
  • Ynsanyn ya?amy boyunca kendi tüm pozitif potansiyellerini mümkün oldu?unca geli?tirebilme çabasy,
  • Ynsanyn psikopatolojisi, do?al olarak kendini gerçekle?tirici yapysyny engellendi?i takdirde,  kendi ?ahsiyetinde ortaya çykan iyi ve do?ru olan e?ilimleri destekleyebilen, kötü olanlara ise ket vurabilme irade ve çabasy,
  • Tam anlamyyla kendini gerçekle?tirme ceht ve gayretinden sonra “neyi olabilmi?se” onu tevekkülle kabullenip, hayatynyn son nefesine kadar bu yoldaki gayretinden geri kalmamasy.
  • ?ahsynyn ve bulundu?u fiziksel ve sosyal ortamyn gerçeklerini do?ru algylayyp, içinde bulundu?u ko?ullara önyargysyz ve Allah ryzasy için sabyrly olabilen ve  fyrsat zuhur edince de de?i?im için kararlylykla harekete geçebilme kararlyly?y,
  • Yapmacyk davrany?lara bürünmek gere?ini hissetmezler, içlerinden geldi?i gibi do?al ve saydam olabilmeleri,
  • Kendileri dy?ynda, di?er insanlara da katkyda bulunabilme, yardym edebilme  amaçlary vardyr. Dü?ünceleri ki?isel olmaktan çok evrenseldir.
  • Davrany?lary amaca yöneliktir. Varmak istedikleri amaçlary da ‘’insanly?yn mutlu ve huzurlu olabilmesi için hizmet’’ gibi daha soyut ve üst düzey kavramlardyr. Araçlary amaca ula?mak için kullanyrlar. örne?in ‘’para’’ onlar için, sadece amaca ulu?malaryna yardym edebilecek bir araçtyr.
  • Zaman zaman tek ba?laryna kalmaktan ho?lanyrlar. Kendi kendine yetebilen insanlardyr.
  • Ynsanlara yardymcy olmaktan, onlarla birlikte olamktan da zevk alyrlar.Ancak kendi davrany?larynyn toplumsal etkiler tarafyndan biçimlendirilmesinden ho?nut olmazlar.
  • En sykyntyly anlarda bile gülünebilecek bir ?eyler bulabilirler. Olaylaryn gülünecek yanlaryna hemen bulup çykarabilirler. Ancak yaptyklary espiriler ba?kalaryny küçültücü de?ildir.
  • Allah’yn mülkünde oldu?unu bilmenin verdi?i güvenle ba?ka insanlarla derin ve sevecen ili?kiler kurabilmesi,
  • Dü?ünce ve davrany?larynda gerekti?inde çevreden ba?ymsyz kalyp ya?amlarynda kendi ayaklary üzerinde ba?ymsyz durarak ya?amdan gerçekten doyum alabilmesi, 
  • Allah’a güvenleri tam oldu?u için hemen dü?ünüp, üretebilirler. Bu güven ve kararlylykla syklykla doruk ya?antylar geçirebilirler. Doruk ya?anty co?ku dolu anlardyr. Derin estetik ya?antylar, üretken anlar, sevginin en yo?un hissedildi?i anlar doruk ya?antylara örnekler olarak verilebilir. Geçirilen böyle doruk ya?antylar kendini gerçekle?tirmenin geçici anlary olarak kabul edilebilir,
  • Bilgilerinin synyrly oldu?una, her zaman herkesten bir ?eyler ö?renebileceklerine inanylmasy. Ko?ullar ne olursa olsun her insana saygyly olunmasy, onlaryn görü? ve isteklerini dikkate almaya açyk olunmasy,

Yukaryda de?inilen özellikler psikolojik sa?ly?y yerinde, kendini gerçekle?tirmi? insanlaryn ‘özellikleridir. Ancak hemen eklemek gerekiyor ki, çok az sayyda insan, bu özelliklerin tümünü ki?ili?inde toplayabilmektedir.

Bugün Türkiye Yeni Bir Evrilme Noktasynda

Bizim de içinde bulundu?umuz Yslam co?rafyasy I.ci Dünya Sava?yndan sonra ilk kez bu kadar  ciddi bir  bölünme tehlikesi ile kar?y kar?yya. Görünen  o ki Müslüman ülkelerin hiçbiri bu böl-parçala senaryosunun dy?ynda byrakylmamy?. Kuzey Afrika'daki Fas’tan  Pakistan'a hatta Endonezya'ya kadar uzanan geni? Yslam co?rafyasynda Müslüman ülkelerin haritalaryny büyük oranda yeniden ?ekillendirecek küresel bir proje uygulanmaya konmu? gibi. Tüm bu Yslam ülkelerinde mevcut olan farkly kimlikler arasyndaki farklylyklar ve çatlaklar bir nevi daha da derinle?tirilip toplumlar önce çaty?ma sonra da ayry?ma noktasyna do?ru sürükleniyor. Anla?ylan dünyanyn  belli güçleri, Yslam dünyasyny yeniden ?ekillendirmek istiyorlar.

Yslam ülkeleri teker teker acymasyz ve yo?un bir saldyry altynda. Yüz yyl önce de Osmanly'yy da?ytan, parçalayan o günkü gizli irade bugün de i? ba?ynda. Türkiye dahil, hiçbir Yslam ülkesi bu bölünme ve çözülme senaryolarynyn dy?ynda de?il. Türkiye son dönemlerde gerek terör ve gerekse Rus uça?yny dü?ürme bahanesiyle kaosun içine sokulmaya çaly?ylmakta. Türkiye ile ilgili hesaplar di?er Müslüman ülkeler için yapylan hesaplaryn görüldü?ü kadar en büyü?ü . Yüz yyl önce de, büyük hesapla?ma Türkiye ile olmu?tu. Bugün de yine öyle olaca?a benziyor. çünkü Türkiye potansiyel olarak co?rafyayy çekip çevirecek, toparlayacak, onlara öncülük edecek ülkelerin ba?ynda geliyor. Ayryca Türkiye bazylaryna sy?ynylacak son kale olarak da görülüyor. 1779’lardan sonra Kyrym’dan Kafkaslardan, Balkanlar'dan ve di?er eski Osmanly vilayetlerinden akyn akyn gelenler için Anadolu nasyl son kale olmu?sa bugün de Irak’tan, Suriye’den ve di?er Yslam ülkelerinden gelenler için Türkiye, son sy?ynak hükmündedir.

Yslam

Dolayysy ile Türkiye yalnyz kendisi için de?il, tüm mazlumlar ve Yslam dünyasy için ayakta kalmalydyr. Bunun da ötesinde her bakymdan büyüyüp güçlenmeli, da?ylma noktasyna gelen Yslam co?rafyasyny yeni hedefler ve ?uurla, toparlayyp tekrardan rayyna oturtmalydyr. Bu lider rolünü üstlenebilmek için gereken potansiyel, güç, enerji, tecrübe, ve birikim Türkiye'de vardyr. Türkiye bu sykyntyly dar bo?azdan ya güçlenerek çykacak, ya da parçalanarak küçülecek ve bir nevi silinmeye do?ru gidecektir. Dy? senaryolar Türkiye’yi küçültme üzerine kurulmu?ken yapylan 2015 genel seçimleri ile Anadolu insany buna  itiraz etti. Bu tarihsel itirazyn fikri alt yapysy iyi kurgulanabilirse kolu kanady kyrylarak neredeyse dar bir fyçyya zorla sy?dyrylan Türk insany tekrardan rahat bir nefes alabilecek yaralaryny tymar edip tekrardan gücünü toparlayabilecektir. 20. Yüzyyl boyunca genelde yary uyu?turulmu? gibi davranyrken 21. yüzyylda silkelenip kendine gelmeye çaly?yrken büyük iç ve dy? saldyrylara maruz kalynmasy tamamen tesadüfi olamaz. Her ne olursa olsun Türkler için yeni bir tarih ba?lady?y muhakkak. Umulan Türklerin yeni bir idrakle muktedir bir oyuncu olarak tekrardan geri dönmeleri. E?er bunda muaffak olurlarsa yeryüzünde halife olmanyn idraki ile yeniden insanlyk adyna büyük dertler ve büyük ideallerin pe?inde ko?acaklary kesin. Yn?aAllah günlük küçük tarty?ma ve didi?melerden uzak akledebilen yeni örnek bir toplum olu?turabilirler. 

Bugün öyle bir tarihsel kyrylma dönemini ya?anyyor ki, atylacak her adym Türkleri ya tükeni?e ya da yepyeni bir aydynlanma dönemine do?ru götürecektir. Yn?aAllah bu evrilme inanç ve de?er sistemi güçlü, bilim ve teknolojide ileri, ekonomi ve siyasette saygyn, dünyada tekrardan oyun kurucu bir ülke olma yönünde olur. Arzu edilen 21. yüzyylda kendini kysytlayan parangalardan kurtulmu?, gerekti?inde zalime dur diyebilen mazlumun derdine çare olabilen, insanlara hizmet için var olan yeni bir toplumun olu?masydyr.

 

Gecenin ikram sahibi üNDER Genel Sekreteri Ylhan DEMYR oldu.

Soru cevap ?eklinde devam eden sohbetin sonunda katylymcylarla beraber konu?umuza üNDER’in yayynlary takdim edildi.

 

 

13.1.2016 00:00:00
Hit: 538